31 Temmuz 2007

paramparça cümleler


o günün, dün ve hatta belki de bugünün..


İmkansız denen şeyler yaşandı, ardından sonuçları hesaplandı..hesaplar tuttu sanıldı. gün boyunca düşünüldü, düşünüldü..gözlerden aktı pişmanlığı, büyüdü iki taraf da..soğukkanlı olundu, korkuldu, ağlandı, zor da olsa gülündü...dostluk denen şey biraz daha güçlendi.. ve beklenen, olması için dualar edilen şey oldu.. derin bir ohh çekildi.. bu defa mutluluktan aktı gözyaşları.. kabus gibi bir gün, rüya gibi bitti..

***
zaman geçiyor..sözler veriliyor, tutulmuyor..
vazgeçmek! çok kolay!

***
çok zor...ulaşıyormuş gibi fakat o kadar uzak...

o varsa ben yokum!
ben varsam o olmamalı!
***
tuzlu tadı kalıyor ağızda
vazgeçilmişliğin
bıkkınlığın
aynılığın
isteksizliğin
bi yanda hayallerin
bi yanda gerçeklerin
iyi ile kötünün savaşında,
iyiden taraf olsa da savaş alanının sahibi,
tarafsızlıkla bekliyor savaşın galibini
ve fakat, iyi olan kazanmak istemiyor sanki bu savaşta.
kötü olan ölesiye çabalarken üstelik
yok!
'inanan' inanmıyor bu savaşa..ya da görmüyor, farkında değil hatta.
inanmayansa öyle inıyor ki savaşına hiçbir zaman vazgeçmekten yana değil..ve öylesine güçlü, öylesine sadık..
bilmiyor!! öyle sanıyor 'iyi'...uzak sanıyor kendine.

***
'siyah' tatlar kalmalı ağızlarda
tükenmişlik tadında.

***
oyun bu..
gel desen de, gelemem desem de

gelme dese de, gelmeliyim desem de!
oyun bu!

***
ve soğuk suları yüzüme vuruyorum
anlamsızlığın yaşları akıp gitsin, karışsın diye sulara..
sular mı çarpmıyor insanı yoksa gerçekten bunalık mıdır hayat bugün?

yıl 2007 temmuzun son günü..bulanık bir gün. yazdım tarihe!

bugünü erken bitirmenin tek çaresini uykuya kaçmakta buluyorum sonra uyumaya
bırakıyorum kendimi, kaçıyor tüm soru işaretlerinden kaçan bünyem gibi uykusuzluğum da..

***
gün geçtikçe,
kelimelerim sessizliğe ve sensizliğe doğru savruluyor
buna engel olma ithimalin?
evet..hem de çok!

bunu isteme ihtimalinse uyudum uyandım ve anladım ki; hiç yok!

16 Temmuz 2007

...

ayrılıklar dönüyor etrafımda..bildik sızı aynı yerde, ağızda kalan o bildik tat, aynı boşluk, tanıdık hikaye...aynı çaresizlik! aynı acı!

yalnızlıklar dönüyor etfafımda.. kalabalıklar içinde...elimi uzatıp dokunamadığım.. geri çekildikçe bana uzanan hayaller görüyorum...
kokusu siniyor üzerime..tüm hücrelerimde hissettiğim, bir bulup bi kaybettiğim umutla savaşıyorlar...biri galip geldiğinde diğeri terk ediyor hücremi v sıra diğerine geliyor...bu hep böyle, her gün yenibaştan yeniden yeniden sürüp gidiyor.. yoruluyor, o kokunun sahibi! pes etmekten korkuyor sonunda..

yalanlar dönüyor etrafımda...gözümün içine bakarken ne gördüğünden habersizken ben, aklında bambaşka hayallerle, ağzından dökülen yalanlar...

hayat akıp gidiyor film şeridi misali, bi reklam arası veriliyor, kararıyor perde (evet perde!) ve bir patlamış mısır tadında ironik hayal kırıntıları ve acı bir kahve tadında hüzün kalıyor ağzımda...yüzeydekilere sesimi ururmaya çalışırken denizin dibinden, kalbim acıyor ve yalnızlık sarıyor dört bi yanımı...

tüm sıfatlar yetersiz, tüm kelimeler anlamsız kalıyor karşımdayken karşımda!


ve ışıklar yeniden sönüyor...devam ediyor şeritler halinde hikayeler..

13 Temmuz 2007

26-13

bişeyi kabullenmek kadar iç rahatlatıcı bir şey yok!

kabullendim!

yanılmışım!...

12 Temmuz 2007

günün başlıklarımsı -3-

bazı günler 'güne ne güzel başladım yaw:) ' diye aptal gülümsemeyle dolaşırsın etrafta...sonra hafif hafif tempon düşer...ya da aniden küt diye çakılırsın dibe!!

evet, önce hafif tempo düşmesi, sonra küt diye dibe çakılma bugün gündemimiz...

bir de kendini dışlanmış hissetmek önce...yok canım özel biri değilim ben onun için demek...(ve cevabını bi türlü bilememek)

sonra ağır darbe gelmesi peşinden..

sihirli kelimemiz: İhanet!!!

kadınların hisleri güçlüdür..özellikle kritik durum ve konularda...

o nedenle geçmiş zamanlarda birine sen bana ihanet ettin dediyseniz (ama paranoyaklıktan değil hislerden feyz alarak) bu kesin doğrudur!...

çünkü evet, aylar sonra 'o kişi' ya da (o kız!) karşınıza çıkmıştır işte...
''aaa bu o!!!'' diye şuan neşeli ve umursamaz şekilde anlattığım gibi karşılamazsınız tabii olayı.
İşte dersiniz işte haklı çıktım! bir de üstelik yeminler edilmiştir nerdeyse.. inkar edilmiştir! ama ama...işte haklı çıkılmıştır. tabii ki gidip en yakın tuvalate kitlersiniz kendinizi...hıçkıra hıçkıra ağlarsınız! rimelleriniz akar, gözleriniz şişer.. susmalıyım dersiniz ama olmaz.
Aptal yerine konuşmuşsunuzdur bi defa! en çok koyan da budur! gerisi zaten hikaye...geçici...

sonra herkesten kaçarsınız..

nefes alamazsınız!

heryer dar gelir, boğulursunuz!

sonra tam o anda biri bakar yüzünüze. tahminler yürütür en bilindiklerinden... anlatırsınız mecburen...biraz çıkıp dolaşır hava alırsınız...iyi de gelir...

fakat geçmez yüzünüzdeki o hüzün...herkes dikkatle bakar...n'oldu? diye başlayan soruları geçiştirmeye çalıştıkça daha da alevlenir hüznünüz. şimdi artık aklınızda kalbinizde yeri olmamasına rağmen (nedenini biliorsun ey blog! :)) üzülür üzülürsünüz...

fakat bi anda evet bi anda bişey olur. sanki aradan uzun yıllar geçmiş gibi 'ben buna mı üzülmüşüm!' deyiverirsiniz.. fakat hüzün hala gözlerinizden akmaktadır...

aptal yerine konmak,ihanete uğramış olmak, artık geride kalmış, tamamen unutulmuş şeylerin bile canını yakması, 'keşke hep yanımızda olsa'dediğiniz abinin sizi gerçekten seviyor olduğunu hissetmeniz:)tüm bunlar doldurur gününüzü...

ve bunları yazarken o anda bişey olsun istersiniz birinden:) ..bi mucize!
ama olmaz...:(

11 Temmuz 2007

10:49

...ve ben fotoğrafına baktım.'kendi gözümden'... her sabah uyandığımda aldığım kararları, her adımda aklımdan geçen düşünceleri, fikirleri hatta belki gerçekliğine inandığım tüm her şeyi... bi kez daha çürüttüm!.
bugün.. yine..
hergün ki gibi...
en başa dönerek...her gün yeniden'...:)

7 Temmuz 2007

black & white

sustum biraz

fazla oldu cümlelerim

sessizliğe bırakmalı biraz...


anladım...

6 Temmuz 2007

why this is always rain on me

unutulan bir aşkın ardından,
yeni ve belki de daha aşık fotoğrafını görünce aylar sonra,
yanında hiç tanımadığım bir yüzle...
gözden akan iki damla yaş...
son defa!!

temiz havanın bile iyi gelmemesi

yokluğumu, sessizliğimi merak eden uzak diyarlardan biri:)

gördüğüm rüyaların
gördüğüm gerçeklerle çatışması:(

gerçekleri kabul etmeye başlamak

sinirlenmek, tahammül edememek...

saçma sapan şeylere hüzünlenmek...

günün sonunda güzel sözler duymak, sevinmek,sevinmek, sevinmek:)

hem evet, hem hayır'ı biarada yaşamak...

derinlere dalmak...
ong>
'usulca' :)

bi de, istek üzerine ünlü olmanın felsefesi :) :) heheh

3 Temmuz 2007

günün başlıkları -1- :)


aptallığın dayanılmaz hafifliği

baş ağrısı ve yorgunluk

bitmek bilmeyen sayfalar

sıcak kağıt kokusu

coffee coffee coffee

yanlış anlamak

beklemek...

snickers'ların tadının kısmen geri gelmesi:)

yanında uyuyan güzelin olsun o gün!..'

ya da kim olursa olsun umrumda olmaması

'kötü bir haber verebilirim' haberi

sonrasında gelen iyi haber sevinci

kitap okuma isteğinin geri gelmesi

her şeyden sıkılmak

kendinden sıkılmak

sonrasında geri gelen umut

...bi gibip bi gelen elektrik gibi

öyle bi gülümseme ki...

hata yapmak, düzeltmek, başka bir hata yapmak

yazma iştahının kabarmasına rağmen yazmaya üşenme ikilemi

aynaya bakmak... aynaya bakamamak...

aynı anda güzel ve çirkin olmak

kararan hava

ilerleyen saat

boş kahve fincanı

içinde, suya düşmüş umutlar

sersemlik!

yavaş yavaş kapanan gözler

içine işleyen bir ses ve 'closer'...




Pages - Menu

Popular Posts

takip edenler

Blogger news

Blogroll

About

Blogger templates

Kişisel web sitesi Kişisel web sitesi