30 Ağustos 2010

mantıklı

dışarıdan bir çocuk sesi:
- 18 vitesli bisiklet 18 yaşındalar için, 21 vites 21 yaşındalar için, 5 vites de 5 yaşındalar için!!

tabi canım, tabi güzelim...

28 Ağustos 2010

dikkatli oku *

***
nasıl oldu anlamadım. yazdıklarımın hepsi tek bir tıkta gitti. kaydetti bi de blogger, geri dönüşü yok. gitti bütün bilinç akışım. şu touchpad'i yavaşlatmanın başka bir yolu yok mu? işaretçi yavaşlıyor da, daha uzaktan gördüğü şeyleri tıklıyor bu kafasına göre. böyle böyle ne yanlışlar yaptı, ne saçma yerlere tıklamış oldu şu bahtsız insan biliyor musun? kablolu mouseun gözünü seviyim. 'ben en son ne zaman makyaj yaptım acaba?' diye düşünürken yakalıyorum artık kendimi. diz ağrım yürümemi zorlaştırsa da, bi yandan da hoşuma gittiğini fark ettim. sonra da bunun komik nedenini keşfettim. iki uç noktayı da iyi tanıyınca insan ikisinden yana da olamıyor. tarafsız kalıyor zor da olsa.. birinden yana ağır basmıyor terazin. atasözleri her zaman haklı olmuyor. zira tebdil-i mekanda her zaman ferahlık olmuyor. gözden uzak olan da uzak olduğuyla kalıyor. bu böyle bilindi! bazı renklerin doğada var olmadığını zannederdim eskiden. oysaki mor menekşenin şarkısı bile var ve turkuaz doğal bir taş. bazı şeyleri yazabilmem için 'en azından' duyarlılığımı kaybedip hissizleşmem lazım. o yüzden sıradaki cümleyi yazmayıp kendime saklıyorum. bir gün sadece kendime ait bir evim olursa nasıl olur diye hayal ediyorum bugünlerde. tamam hayal olur ama hayali bile çok güzel. vazgeçmek istemiyorum. belki sonra bir ses duyarım: ''belki güzeldi filmin devamı, niye erken çıktın ki?'' erken çıktım. şimdi uzaktan bakıyorum olanlara. belki iyi. ama iyi gelmiyor. neyi iyi yaptığını bi düşün, hayatta en iyi neyi yapıyorsun sen? herkesin iyi yaptığı en az bir şey olmalıymış. yazmak iyiydi de sonuçları kötüydü bazen. aslında bir-iki cümlede her şeyi özetleyebilirim de, zaman bol... çerez filmler, çerez şarkılar... kola içip asit giderici mide ilacımı içiyorum. delinsin yasaklar!
''ne zaman gitmek istiyorsun peki?''dedi adam. ''bir an önce!'' dedim. geçsin zamanlar..

* önemli bişey yok, karmaşada kaybolma diye dedim. ;)

25 Ağustos 2010

bir yanlış bir doğruyu görünmez kılar bazen

''asıl soru(n) sen kendine inandığını belli etmezsen, başkaları nasıl inansın?'' olsa da inanmak isteyip istememekte asıl mesele.

bu pek çok duruma uyacağı gibi şu anlatacağım duruma da uyuyor kısmen:
'buraya gelirken renkli bişeyler giysen daha iyi olur' demek isteyen bir şeyler yazıyor davetiyede. sen de renkler konusunda o kadar cesur değilsin mesela. istesen rengarenk de olabileceğin halde, elime yüzüme bulaştırırsam diye korkuyorsun ve grileri, bilemedin beyazları üzerine geçirip 'nolursa olsun, beni kabul eden böyle etsin,' diyip gidiyorsun. ehh tabi renkliler kadar ilgi görmüyorsun. ben beyaz giydim ama içim rengarenk demek istiyorsun. doğru da aslında. ama o beyazları azcık renklendirsen de doğruluğunu pekiştirsen iyi olmaz mı derler adama. derler dimi?''
 ***
dikkat çekici, farklı ve yaratıcı olması gerektiği halde; klasik, sıkıcı, garantici, yazarken bile bunaldığım bir başvuru mailinin ardından... teşbihte hata olmaz diye biliyorum;)

19 Ağustos 2010

...

Hayran olduğum bir şey varsa; o da yaratıcılık ve zekanın birleşimidir.

12 Ağustos 2010

y que todo tesoro eres tú para mí

dün, ramazan ayının gelmesi münasebetiyle ilgili bir post yazıyordum ki, bana bi haller oldu. fenalaştım filan...yarım kaldı, sonra da bitirmek canım istemedi.

çocukluğumun pek de hatırlamadığım ilk zamanları dışında, hayatım boyunca kendimi en 'huzurlu' hissettiğim dönemi geride bıraktığımı düşündüğüm için, bu yıl ramazan benim için daha zor geçecek. zaten özlediğim pek çok şeyi daha çok özletecek... kahvaltının mutlulukla ilgisi varsa, huzurun da iftarla ilgisi var, en azından benim için... ama biliyorum ki hiç geri gelmeyecek şeyler fena halde özleniyor. hiç geri gelmeyecek olmasa bile(!)... böyle hissettikçe daha iyi anlıyorum. bu, insanı büyüten bir duygu. ve hiçbir yerde, hiçbir dilde rehberi yok.

insan vazgeçmek üzere olduğu şeylere daha sıkı sıkıya bağlanıyor bazen. saçlarını kestirmeye gittiğin gün saçların bi güzel görünür kıyamazsın önce... boyamak istediğinde de rengi iyi görünür. bu hep böyledir.
işinden istifa etmeyi düşünürsün, bir süre için vazgeçersin, göze alamazsın. kıyamazsın filan... sonra aradan kısa bir zaman geçer, işten çıkarılırsın. sevgilinden ayrılmaya karar verirsin ama nasıl söyleyeceğini bilmeden o sana ayrılalım der. bu da bazen böyledir. murphy kanunları sanırım.

böyle böyle bişeyler geçiyor işte aklımdan... ve daha pek çok şey... ama iki satır yazıp bırakıyorum son zamanlarda. ama zaten çok sıcak, bir de şimdi aç susuzken her şey fazla geliyor di mi?

yormadan yol gösterici bişeyler izleyelim, okulayım. müzik dinleyelim filan...

bu arada, başlıktaki cümlenin anlamı çok ama çok güzel...

11 Ağustos 2010

baksana biraz

her şeyden ve herkesten bağımsız, eski absürt şiir denemelerinden...

*** 
Sana bi'şey sorucam. Ama sorsam n'olucak?
Bir cevap vermezsin de, hem versen n'olucak?
Yeni bir söze başlamam zor. Pek sırası da değil.
Hatırlatmak istemem, ki zaten tarzım değil.
Ama sana bi'şey sorucam.
Hani bir resmim vardı orda?
Tuval üstü yağlı boya
Sahi n'oldu ona?
Tamam sil, her şeyi sil.
Hiç izim kalmasın. Her şeyi sil!
Öyle yok olmam bunu da bil.

***

10 Ağustos 2010

ne demiş III

''olduğun yerden etrafına bakınca her şey bu kadar değişmişken, hiçbir şeyin değişmeyeceğini sanmak ne tuhaf...''

4 ağustos/bursa

7 Ağustos 2010

''dün, başka bi şehirde güneş başıma vurup 'git burdan burası bizim!' dedi. ben de istanbul'un nemli kollarına attım kendimi.''

''milletçe virgül olarak 'çok sıcak' dediğimiz şu günlerde, kullanması zor olsa da, daha fazla akıl ve fikire ihtiyacımız var. zira benimkiler buharlaşıp uçuyor.''

ledorita, ingilizce cümleler kurmaya çalışırken...

konuşma

-çok canım sıkılıyo, kuş vuralım istersen.

anlamsızlıktan öte gidemediğimde dinleyip duruyorum bu şiiri.
istersen sen de dinle...

2 Ağustos 2010

...

böyle, secret'a filan inanıp evrene mesaj göndermekle oluyorsa eğer mesajım şudur: bi dağılın!
olumsuz ve saçma sapan her şeye...
yazıyım ki gerçek olsun.

Pages - Menu

Popular Posts

takip edenler

Blogger news

Blogroll

About

Blogger templates

Kişisel web sitesi Kişisel web sitesi