27 Temmuz 2012

mevsimlerden yazdı III.

Parkta sıkıntıyla yürürken, yanından kaçmak istercesine, yerde küçücük bir kağıtta ismini gördü. Sadece kocaman harflerle ismi yazılı küçük bir kağıt. 
Hayat bazen çok tuhaf. Ve bilirsin; bir puro bazen sadece bir puro.

24 Temmuz 2012

siesta


Siesta denince aklıma Marquez'in betimlemeleri gelir. Ve çocukluğun öğle sonrası uykuları, şimdinin pek mümkün olmayanı. Tatlı, sessiz ve sıcak. Hafif de rüzgar varsa mükemmele yakındır. Geçen günlerden birinde, öğleden sonra Alaçatı'da kurabiye kokan sokaktaki sessizliğin sebebi de biraz sonra karşıma çıkan bu sevimli nottan anlaşıldı. O uykuya bir de mis gibi kurabiye kokusunu ekledim. Bir etken daha olsa o an ölebilirdim.

11 Temmuz 2012

vira


bir ev kurdum. içine özenle seçtiğim eşyaları koydum. seçmek zorunda kaldığım insanları koydum. hayatımı koydum. uzaktan baktım. her şey güzel göründü. bir süre yaşadım. mutlu oldum. ve huzursuzlanmaya başladım. yine uzaktan baktım. her şey bomboş göründü. nefes alamadım.

sordum. ''bir şeye, fazlaca anlam yüklemekten mi oluyor böyle? başka şeylere yükleyecek anlam mı kalmıyor. her şeyin bir anlamı olması gerekir mi ki zaten.'' hiçbirini bilmiyordum. sustum.

her sabah masama otururken bütün parçaları biraraya getirmeye çalışıyorum. bazen olmuyor. aklım ruhumla birlikte çok uzaklara gitmiş. bedenim buralarda avare.
aklımın kalan kısmıyla yaşamayı deniyorum. mailler yazıyorum, yazılar yazıyorum. sonra hepsine bakıyorum. ''ne güzel şeyler yapmışım'' diyorum. bazense ''ben ne halt ediyorum.'' diyorum.
düşünmeye gerek kalmayan anları özlüyorum.
her şeyin içini boşaltmışlar gibi. anlamından çıkmış gibi. ergenmişim gibi..

bi'şeylere yeni başlamışken ''her şeyi bırakıp gitme isteği''ni bastıramıyorum.
bu şehirle, bu ülkeyle, bu insanlarla.. limitimi doldurmuşum.


Pages - Menu

Popular Posts

takip edenler

Blogger news

Blogroll

About

Blogger templates

Kişisel web sitesi Kişisel web sitesi