'yazmak bazen çok tehlikeli bi'şey''
daha önce de defalarca söyledim ve yazdım bunu.
ben perdenin arkasında içim rahat şarkılarımı söylerken izleyiciler asıl başka yerlerden gizli gizli izlemektelermiş meğer.
' yazma kardeşim o zaman' denir buna dimi? denir... Ama ben okumayı sevdiğim insanlara gidip şunu kime yazdıınnn? neden yazdıınn? demiyorum. ya da vay be neler yaşamış, hmmm bak sen demiyorum içten içe...ve bunları daha sonra kullanmıyorum ona karşı. yaşamamış, kurgulamış da olabilir çünkü dimi?
kaç yıl oldu yazıyorum. hayata dair tespitlerimi(zi), kurmaya çalıştığım güzel cümleleri, bazen 'an'lar' 'anı'ları yazmak için yola çıktım. bazen fazla kişisel oldu bazen fazlasıyla kurgular üzerine...bazen de ara verdim türlü sebeplerden.
ama ilk kez böyle hissettim. sahnede çıplak kalmış bi halde ışıkların üzerine tutulduğu bi talihsiz gibiyim ya da daha başka nasıl tarif edilebilirse öyleyim. anlatmaktan sıkıldım. sorulardan, cevaplardan sıkıldım.
sanki çok gizli ve mühimmiş gibi bilinmesinden pek çok şeyin. ve bilindiğini bilmenin verdiği ağırlıktan yoruldum.
bildiğinizi sandığınız ama hiç bilmediğiniz yüklerin kalbimdeki ağırlığından...
belki de genel olarak hayatla ilgili bişey bu. bilmiyorum...
ama şimdi sessizce saklanma zamanı.
bu kadar açık olmaya görünür olmaya lüzum yok.
duygulara/düşüncelere perde çektik
geçici bir süre kapalıyız.
25 Eylül 2008
20 Eylül 2008
ledorita said the following
bir gün şunu duymaktan korkuyorum
'' kaç yıl oldu, yoruldun dimi?''
http://birazbiraz.blogspot.com/2007/09/dumanl-yamurlu-ve-isimsiz.html#c2386934362179845216
'' kaç yıl oldu, yoruldun dimi?''
http://birazbiraz.blogspot.com/2007/09/dumanl-yamurlu-ve-isimsiz.html#c2386934362179845216
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Pages - Menu
Popular Posts
-
yarım bir kalp olmuş orda. bazen çekim yaparken ne çektiğimi görmüyorum, sonuca da şaşırıyorum böyle. üzerine pek çok şey yazılabilecek bir ...
-
Kendimi iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmeye çalışan bir çocuk gibi hissediyordum. hani biri arkadan tutar da dengeni sağlar ya... sen...
-
çok şükür. uykusuzluğun binbir türlü hali/sebebi varmış. şimdi gecenin bi yarısı yatağımdan kalkıp düşüyorum; öylece kendi kendine duran bi ...
-
sabahın 9'unda çaldığı müziklere anlam veremediğim bir yayın organına maruz kalıyorum. ardından sığındığım kendi müziklerim bile fayda e...
-
* gelgitlere alışma konusunda oldukça geliştirdim kendimi sanırım. eskiden her dalgalanma gözyaşına dönerken şimdi sadece sarsılıyorum. * ba...
-
Henüz çifte kavrulmamış haliyle, nereyi netlediğim belli olmayan fotolarla biscotti... bloga renk katsın biraz:)
-
Nisan ayının son post'u da kendi içinde çelişkiler taşıyabilir baştan uyarayım. Zira gün içersinde yazmış olsaydım bir bahar şenliği hav...
-
aniden gelen, daha doğrusu çöken o his var ya.. hiçbir sebebi yokken üstelik... her şey durgunlaştırıp ağırlaştıran.. ondan kaçmanın bi yolu...
-
ben senin için naptım? hiçbir şey peki ben sana naptım? hiçbir şey şimdi bu ellerimde paramparça kalmış an'lar niye?
-
uzuuunn uzun yazasım var blog. 78 satır, 761 kelimelik bir diyeceğim var sana. başucunda dursun bu. baştan söyliyim kızgın değil, öfkeli değ...