''pazar akşamlarını 'pazar akşamı' gibi hissettirmeyecek bir hayat var mıdır şu hayatta?
varsa eğer 'iyisinden' istiyorum ben onun!''
26 Eylül 2010
24 Eylül 2010
15 Eylül 2010
12 Eylül 2010
yerde bulsan sayacaksın!
Annemin bugün yaptığı şey bu yandaki adama taş çıkarır cinstendi.
12 Dev Adam'ın gazetedeki reklamına bakarken, bunlar mı 12 dev adam diyip saymaya başladı: iki dört altı sekiz...
ben tabi orda kopmuşum dünyadan, anca kendime geldim. ama hala gülüyorum...
Neyse ki 15 tane çıktılar da saydığına değdi.:)
7 Eylül 2010
ayrılık zor
fotoğraf makinemi satmayı düşündüğümü söylerken sesim titriyor resmen. sahip olduğum hiçbir şeye bu kadar bağlanmamışım. ki kendisiyle uzun zamandır bir arada olsak da çok vakit geçirmişliğimiz, harikalar yaratmışlığımız yok. üstelik, ağır geldiği için sinir de oluyorum bazen. ama sürekli gözümün önünde, elimin altında. seviyoruz birbirimizi... ama şimdi kurbanlık koyun gibi karar vermemi bekliyor, yazık. :( ( kurbanlık koyun için karar gerekmez ama durumu o sanki.. anladın işte neyse...) eğer satmazsam hakkını vereceğime dair söz verdim yine. peki dedi 'başka ülkelere de gidicek miyiz?' 'gidicez yavrum gidicez' dedim. 'ama senden daha çok sevdiğim var ya onu alıcak olursam, senin papucun dama atılır haberin olsun' dedim. 'o gelirse ben zaten kendim giderim ki' dedi. bu nikon pek bir erkeksi duruyor ama hisli çocukmuş. kıyamam...
ben de öyleyim ama. o giderse arkasından söyleyeceğim şarkıyı bile seçtim:
ellerim bomboş
yüreğimde bir sızı
........
ben de öyleyim ama. o giderse arkasından söyleyeceğim şarkıyı bile seçtim:
ellerim bomboş
yüreğimde bir sızı
........
4 Eylül 2010
dinle
lost'u hiç izlememiş, en azından şarkıyla alakasını bilmeyenler için gelsin...
özgürce tatlı tatlı hayallere dalınız... make your own kind of music
özgürce tatlı tatlı hayallere dalınız... make your own kind of music
3 Eylül 2010
1 Eylül 2010
bir eylül seyir defteri
00:40
rüzgarlı, ilerleyen saatlerde yağmurlu bir eylül geliyorum diyor.
8:00
gelmiş.. bu ne soğuk!! neden barselona dediğimi daha iyi anlıyorum...
11:02:
- anlamadım kiminle?
tenay tenay. tenay hanım...
- peki. tamam!?! ( alalallaaa. ha şenaaayy!)
12:50
enee öğlen olmuş! 15 dakikada hazırlanarak kişisel rekorumu kırıyorum. yaşasın serin hava... giyinmeyi kolaylaştırıyor benim için...
14:10
yürüyemiyorum!!! görenler topuklu ayakkabıdan zanneder muhakkak ama yok değil. yüzümde de acı çeken bir ifade. içsel acıların, yoluma devam edemiyorum triplerinin fiziksel cevabı.. şimdi nasılmış demek istedi heralde. aldım mesajı.
15:00
ayy rezil oldum!! yoğun trafikli, yağmurlu bir caddede yürüyememek! buna rağmen tüm yardımseverliğim üstümde yine. 'şurdan dümdüz gidin, o caddeden yürüyünce zaten meydana çıkıyorsunuz. ayhh dizim!!'
15:20
saçma sapan bi trafikten sonra eve dönmek...
16:16
neler yazıyorsun? sorusunun cevabı 'blog yazıyorum' olmamalı. kendi adıma...
nerelisin? diyince 'antalyalı' diyen, henüz yeni konuşmaya çalışan ufaklığa istanbul tişörtü alıp gönderdim geçenlerde. diğerlerinin arasından hemen onu seçip giymiş saf... nihoho şimdi düşündüm de teyze olmak güzel:)
16:40
annem yokken, bugün ne giysem sorusunun yerini bugün ne pişirsem sorusu alıyor. hangisi daha zor bilemedim henüz. börekleri yumurtanın sadece beyazına batırıp kızartırsan daha çıtır çıtır oluyor. böyle şeyler söyleyince, en iyi tereyağının hangi sütten yapıldığı sorusu geliyor aklıma. ezgi hatırlıyor mu acaba o günü? sormam lazım... patlıcanları yuvarlak yuvarlak kesiyoruuzz...
18:50
yoruldum... en sevdiğim yemek, kolay gibi gelse de zahmetliymiş....
19:03
aylardır pek yemediğim çikolata krizine giriş.
düşündüm de bunun bi tahlili olsa, kadınlarda demir eksikliği kadar çikolata eksikliği de yaygın bir durum olur. istisnasız her tetkikte düşük çıkar oranı. zaman zaman eksi bilmemkaçlara düşer. işte o zaman da krize giriş başlar.. gelsin fıstıklılar, gelsin nutellalar, gelsin kilolar..
m&m çikolatalarının eski, ele yapışmayan çikolata temalı reklamının görseli var mıydı? sadece strateji olarak aklımda.
19:13
tek hayalim çay içerken tv izlemek...
20:15
hahah bu kadar olur! televizyon bozuldu!!
rüzgarlı, ilerleyen saatlerde yağmurlu bir eylül geliyorum diyor.
8:00
gelmiş.. bu ne soğuk!! neden barselona dediğimi daha iyi anlıyorum...
11:02:
- anlamadım kiminle?
tenay tenay. tenay hanım...
- peki. tamam!?! ( alalallaaa. ha şenaaayy!)
12:50
enee öğlen olmuş! 15 dakikada hazırlanarak kişisel rekorumu kırıyorum. yaşasın serin hava... giyinmeyi kolaylaştırıyor benim için...
14:10
yürüyemiyorum!!! görenler topuklu ayakkabıdan zanneder muhakkak ama yok değil. yüzümde de acı çeken bir ifade. içsel acıların, yoluma devam edemiyorum triplerinin fiziksel cevabı.. şimdi nasılmış demek istedi heralde. aldım mesajı.
15:00
ayy rezil oldum!! yoğun trafikli, yağmurlu bir caddede yürüyememek! buna rağmen tüm yardımseverliğim üstümde yine. 'şurdan dümdüz gidin, o caddeden yürüyünce zaten meydana çıkıyorsunuz. ayhh dizim!!'
15:20
saçma sapan bi trafikten sonra eve dönmek...
16:16
neler yazıyorsun? sorusunun cevabı 'blog yazıyorum' olmamalı. kendi adıma...
nerelisin? diyince 'antalyalı' diyen, henüz yeni konuşmaya çalışan ufaklığa istanbul tişörtü alıp gönderdim geçenlerde. diğerlerinin arasından hemen onu seçip giymiş saf... nihoho şimdi düşündüm de teyze olmak güzel:)
16:40
annem yokken, bugün ne giysem sorusunun yerini bugün ne pişirsem sorusu alıyor. hangisi daha zor bilemedim henüz. börekleri yumurtanın sadece beyazına batırıp kızartırsan daha çıtır çıtır oluyor. böyle şeyler söyleyince, en iyi tereyağının hangi sütten yapıldığı sorusu geliyor aklıma. ezgi hatırlıyor mu acaba o günü? sormam lazım... patlıcanları yuvarlak yuvarlak kesiyoruuzz...
18:50
yoruldum... en sevdiğim yemek, kolay gibi gelse de zahmetliymiş....
19:03
aylardır pek yemediğim çikolata krizine giriş.
düşündüm de bunun bi tahlili olsa, kadınlarda demir eksikliği kadar çikolata eksikliği de yaygın bir durum olur. istisnasız her tetkikte düşük çıkar oranı. zaman zaman eksi bilmemkaçlara düşer. işte o zaman da krize giriş başlar.. gelsin fıstıklılar, gelsin nutellalar, gelsin kilolar..
m&m çikolatalarının eski, ele yapışmayan çikolata temalı reklamının görseli var mıydı? sadece strateji olarak aklımda.
19:13
tek hayalim çay içerken tv izlemek...
20:15
hahah bu kadar olur! televizyon bozuldu!!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Pages - Menu
Popular Posts
-
yarım bir kalp olmuş orda. bazen çekim yaparken ne çektiğimi görmüyorum, sonuca da şaşırıyorum böyle. üzerine pek çok şey yazılabilecek bir ...
-
Kendimi iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmeye çalışan bir çocuk gibi hissediyordum. hani biri arkadan tutar da dengeni sağlar ya... sen...
-
çok şükür. uykusuzluğun binbir türlü hali/sebebi varmış. şimdi gecenin bi yarısı yatağımdan kalkıp düşüyorum; öylece kendi kendine duran bi ...
-
sabahın 9'unda çaldığı müziklere anlam veremediğim bir yayın organına maruz kalıyorum. ardından sığındığım kendi müziklerim bile fayda e...
-
* gelgitlere alışma konusunda oldukça geliştirdim kendimi sanırım. eskiden her dalgalanma gözyaşına dönerken şimdi sadece sarsılıyorum. * ba...
-
Henüz çifte kavrulmamış haliyle, nereyi netlediğim belli olmayan fotolarla biscotti... bloga renk katsın biraz:)
-
Nisan ayının son post'u da kendi içinde çelişkiler taşıyabilir baştan uyarayım. Zira gün içersinde yazmış olsaydım bir bahar şenliği hav...
-
aniden gelen, daha doğrusu çöken o his var ya.. hiçbir sebebi yokken üstelik... her şey durgunlaştırıp ağırlaştıran.. ondan kaçmanın bi yolu...
-
ben senin için naptım? hiçbir şey peki ben sana naptım? hiçbir şey şimdi bu ellerimde paramparça kalmış an'lar niye?
-
uzuuunn uzun yazasım var blog. 78 satır, 761 kelimelik bir diyeceğim var sana. başucunda dursun bu. baştan söyliyim kızgın değil, öfkeli değ...