... ama yine de şu dört gün olabildiğince çabuk geçsin, nooluuur!!! :)
imza
bardağın diğer tarafından bakan ikizler burcu insanı ledorita
29 Temmuz 2009
28 Temmuz 2009
günün aforizması
ciddiyeti bir kenara bırakıp da aforizmayı daha değişik şeylerden yapalım;
''eğer bi gün önce bir karikatürü ilk kez o kadar okur, anlatır ve hatta alıntılar yaparak yazarsan, ertesi gün o karikatürün yaratıcısıyla yolda gözgöze gelirsin! ''
Beyoğlu - kendimi yakalanmış gibi hissederken..:)
''eğer bi gün önce bir karikatürü ilk kez o kadar okur, anlatır ve hatta alıntılar yaparak yazarsan, ertesi gün o karikatürün yaratıcısıyla yolda gözgöze gelirsin! ''
Beyoğlu - kendimi yakalanmış gibi hissederken..:)
kuzey'den...
''ne kadar uzağa gidersem o kadar yakın oluyorsun.
ne kadar çok insan tanırsam o kadar tanıdıksın. ''
diye yazdı bir gün not defterine...
ne kadar çok insan tanırsam o kadar tanıdıksın. ''
diye yazdı bir gün not defterine...
27 Temmuz 2009
ne ki
saatleri saymak önce... sonra günleri ve sonra haftaları, ayları ve yılları...
özleye özleye...
özleye özleye...
25 Temmuz 2009
cumartesi notları
* İki gündür düşünüyordum bu işte bi terslik var diye, buldum!
benim uykum geliyor yahu! (waooouww ne kadar ilginçmiş!) ilginç değilse bile can sıkıcı olan yanı şu: izindeyken insan gece geç saatlere kadar oturur film filan izler, sabah da istediği saatte uyanır dimi? bense tam tersine 12 olmadan uykuya yenik düşüyorum. normal zamanlarda gece uyumak, sabah da uyanmak istemezken şimdi tam tersi. 'aalem' bi insanım evet! fakat sanırım sebebini biliyorum: sıcak!
* Yine de son günlerde ''Allam işalla komedi şakası filmini koyarlar'' saflığında beklentilerim var. Fırat kadar çocuğum sanki.. kendi kendime dolaşıp alışveriş yaparken, egzotik çaylar koklarken veya kızartmalı patateslerimi acı soslara bandırırken yüzümde anlamsız bi memnuniyet var.
benim uykum geliyor yahu! (waooouww ne kadar ilginçmiş!) ilginç değilse bile can sıkıcı olan yanı şu: izindeyken insan gece geç saatlere kadar oturur film filan izler, sabah da istediği saatte uyanır dimi? bense tam tersine 12 olmadan uykuya yenik düşüyorum. normal zamanlarda gece uyumak, sabah da uyanmak istemezken şimdi tam tersi. 'aalem' bi insanım evet! fakat sanırım sebebini biliyorum: sıcak!
* Yine de son günlerde ''Allam işalla komedi şakası filmini koyarlar'' saflığında beklentilerim var. Fırat kadar çocuğum sanki.. kendi kendime dolaşıp alışveriş yaparken, egzotik çaylar koklarken veya kızartmalı patateslerimi acı soslara bandırırken yüzümde anlamsız bi memnuniyet var.
23 Temmuz 2009
freedom
izinde olmak ne güzel şey.
kendimi görünmez gibi hissediyorum.
her şeye 'pause' dedim sanki... tüm çağrışımlara kapatıyorum kendimi...aklıma bir düşünce geldiği anda hemen kovalıyorum ve yüzüme bir gülümseme yerleştiriyorum.
fazla kalıcı olmuyor ama olsun.
'dışarda' olmak ne güzel şey
tembellik ne güzel şey:)
kendimi görünmez gibi hissediyorum.
her şeye 'pause' dedim sanki... tüm çağrışımlara kapatıyorum kendimi...aklıma bir düşünce geldiği anda hemen kovalıyorum ve yüzüme bir gülümseme yerleştiriyorum.
fazla kalıcı olmuyor ama olsun.
'dışarda' olmak ne güzel şey
tembellik ne güzel şey:)
22 Temmuz 2009
21 Temmuz 2009
iki kelime
20 Temmuz 2009
çok karışık notlar
* 'hemmen geliyor' denen çaydan ümidimi kesmek üzereyken çay geliyor ama gönderdiğim sms'lere cevap gelmiyor. ileti yazdığım messenger insanı offline oluyor. gün boyunca mailleştiğim, öğle yemeğine giderken bile haber veren 'kanka kişisi' izne çıktığı gün, gmail arkadaş listemden de hayatımdan da logout oluyor. ben de böyle şaşkın bir soru işareti gibi bakakalıyorum:)
* dün gece izlediğim filmde 'artık hiçbir şey hissetmiyorum'' diyen adama sıkı bir tokat atan kadın şöyle dedi; '' peki bunu hissettin mi?'' ilk fırsatta hayata geçirmek için sabırsızlanıyorum:p:))) uygulamalı örnek olarak kayıtlara geçebilir. ;)
* ne adrina ne angelina erkek olsam nathalie portman'a aşık olurdum.
* bazı anlarda '' şansını fazla zorluyorsun'' dememek için zor tutuyorum kendimi. kendime yönelik değil.
* ''uyanınca çocuk olmak'' edip cansever'in bugün ilk kez duyduğum ve bu yüzden kendime kızmama sebep olan şiirinin adı. uzun zamandır kaybettiğime üzüldüğüm, deli gibi özlediğim duygulardan biri. ''uyanınca çocuk olmak''. gözlerim donup kaldı adeta. bu konuyla ilgili yazacağım.
veee
* izne çıkmama iki gün var :) iki gün sonra istanbul ve çevresinden fotoğraflar eşliğinde yazılarımı yazıyor olacağım :) ama belki blogtan da izinli olurum editörümü ikna edersem :))
* dün gece izlediğim filmde 'artık hiçbir şey hissetmiyorum'' diyen adama sıkı bir tokat atan kadın şöyle dedi; '' peki bunu hissettin mi?'' ilk fırsatta hayata geçirmek için sabırsızlanıyorum:p:))) uygulamalı örnek olarak kayıtlara geçebilir. ;)
* ne adrina ne angelina erkek olsam nathalie portman'a aşık olurdum.
* bazı anlarda '' şansını fazla zorluyorsun'' dememek için zor tutuyorum kendimi. kendime yönelik değil.
* ''uyanınca çocuk olmak'' edip cansever'in bugün ilk kez duyduğum ve bu yüzden kendime kızmama sebep olan şiirinin adı. uzun zamandır kaybettiğime üzüldüğüm, deli gibi özlediğim duygulardan biri. ''uyanınca çocuk olmak''. gözlerim donup kaldı adeta. bu konuyla ilgili yazacağım.
veee
* izne çıkmama iki gün var :) iki gün sonra istanbul ve çevresinden fotoğraflar eşliğinde yazılarımı yazıyor olacağım :) ama belki blogtan da izinli olurum editörümü ikna edersem :))
18 Temmuz 2009
16 Temmuz 2009
15 Temmuz 2009
hayat bu işte
epey oldu takılıp kalalı.. sözünü etmeden duramadım.
ne güzel olmuş, ne leziz olmuş...
linke özen gösteremediğim için üzgünüm ama;
şuradan dinleyebilirsiniz
bazen "ben de terkedip gidebilsem keşke" diyorum
içimde bir istanbul var ondan vazgeçemiyorum
belki sen de bir gün geçersin diye köprülerinden
yakıp yıkamıyorum, koparıp da atamıyorum
ne güzel olmuş, ne leziz olmuş...
linke özen gösteremediğim için üzgünüm ama;
şuradan dinleyebilirsiniz
bazen "ben de terkedip gidebilsem keşke" diyorum
içimde bir istanbul var ondan vazgeçemiyorum
belki sen de bir gün geçersin diye köprülerinden
yakıp yıkamıyorum, koparıp da atamıyorum
dökülme
* dün, 14 Şubat 2006'dan beri ilk kez o caddeye gittim ve artık starbucks olan o yerin önünden geçtim. tarihin bir önemi yoktu. hikayeninin kahramanıyla son günüm olduğunu anlamadan önce... o gün orda içtiğim sıcak çikolatanın tadını unuttum. onu da unuttum.
bir tek gözlerinin rengini unutmadım. saçlarıyla aynı renk olan gözlerini.
ve o sözünü; ' hayranım sana'... keşke daha çok sevseydin de hayran olmasaydın bana...
Ama ukte değil bu. Sadece ve sadece hafızamın oyunlarına teslim olmak... hepsi bu...
Böyle zamanda yolculuk yapınca her şeyin dönemsel olduğunu anlıyor insan bir kez daha...
her şey değişiyor. istesek de istemesek de değişiyor.
* Bazen o kadar yabancı oluyorum ki bulunduğum yere... kapımı kapatıyorum sonra, sesleri duymuyorum, yüzleri görmüyorum... somutlaştırıyorum yabancılaşmamı.
* ve yalnız adımlamaya alışıyorum sokakları, caddeleri... hiç sevmesem de alışıyorum... kendi yüzüme vurur gibi yürüyorum.
ama
yağmur yağınca biraz geçti gitti sanki hepsi... tadım tuzum yerine geldi.
bir tek gözlerinin rengini unutmadım. saçlarıyla aynı renk olan gözlerini.
ve o sözünü; ' hayranım sana'... keşke daha çok sevseydin de hayran olmasaydın bana...
Ama ukte değil bu. Sadece ve sadece hafızamın oyunlarına teslim olmak... hepsi bu...
Böyle zamanda yolculuk yapınca her şeyin dönemsel olduğunu anlıyor insan bir kez daha...
her şey değişiyor. istesek de istemesek de değişiyor.
* Bazen o kadar yabancı oluyorum ki bulunduğum yere... kapımı kapatıyorum sonra, sesleri duymuyorum, yüzleri görmüyorum... somutlaştırıyorum yabancılaşmamı.
* ve yalnız adımlamaya alışıyorum sokakları, caddeleri... hiç sevmesem de alışıyorum... kendi yüzüme vurur gibi yürüyorum.
ama
yağmur yağınca biraz geçti gitti sanki hepsi... tadım tuzum yerine geldi.
...
Dünyanı ne denli daraltırsan, o denli sıkışıp kalırsın içinde.
Ne için, kimin için olursa olsun...
Ne için, kimin için olursa olsun...
13 Temmuz 2009
üç nokta gibi
hafif tatlı rüzgara karşı kulağında müzikle çalıştığın bir temmuz günü, insan neden 'sessiz, tatsız, çaresiz...' hisseder ki? ne lüzumu var!?!
yine de iyi bişey.
yine de iyi bişey.
12 Temmuz 2009
notlar
* o küçücük ve pek sevdiğim odam buharlaşmak üzere son günlerde. Caanım İstanbul'umun bütün nemi odama toplanmış gibi sanki. Bu sebepten dolayı farkında olmadan iş yavaşlatıyorum sanırım:)
* bugün tek başıma sinemaya gittim. Son anda yetiştiğim seansa ''girebilir miyiz?'' dediğim halde yalnız olduğumu gören bilet kesen hanfendi garip garip baktı ve 'yer seçin' dedi. 'hiç fark etmez' dedim. Hızlıca salona girdim, gayet güzel bir noktada yerimi aldım ve Johnny Depp'i izlemeye koyuldum. karizma ve oyunculuk ziyafeti... o kadar...
* öyle bişey yapmak, unutmaya çalışmak değil, olsa olsa 'durumu eşitlemek' olur.
* ve anlıyorum... maalesef...
goodnight moon
* bugün tek başıma sinemaya gittim. Son anda yetiştiğim seansa ''girebilir miyiz?'' dediğim halde yalnız olduğumu gören bilet kesen hanfendi garip garip baktı ve 'yer seçin' dedi. 'hiç fark etmez' dedim. Hızlıca salona girdim, gayet güzel bir noktada yerimi aldım ve Johnny Depp'i izlemeye koyuldum. karizma ve oyunculuk ziyafeti... o kadar...
* öyle bişey yapmak, unutmaya çalışmak değil, olsa olsa 'durumu eşitlemek' olur.
* ve anlıyorum... maalesef...
goodnight moon
8 Temmuz 2009
kuzey'e...
yolda yürürken, köprüden geçerken, kapılardan çıkarken, kapıları çarparken, derin bi nefes alırken ve öfkeden gözlerim kararırken...
ben orada değilken ve yalnızken...
cümleler biriktiriyorum.
iyi ki kesiklerim var... olmasa keşke... ama var...
ve kelimelerim... kırılıp dökülen her şeyden cümleler kurabiliyorum.
sen yokken ve burada değilken...
cümleler biriktiriyorum.
ben orada değilken ve yalnızken...
cümleler biriktiriyorum.
iyi ki kesiklerim var... olmasa keşke... ama var...
ve kelimelerim... kırılıp dökülen her şeyden cümleler kurabiliyorum.
sen yokken ve burada değilken...
cümleler biriktiriyorum.
4 Temmuz 2009
yaz yaz yaz
Buralara da yaz rehaveti çöktü sanırım. Yazmak istemiyorum, İstesem bile üşeniyorum. Bu sebepten dolayı biraz biraz tatilde:)
2 Temmuz 2009
m j
sıcak çarpması
Sıcak hava her şeyi ağırlaştırıyor sanki. Bedenim, ruhum ağır ve isteksiz başlıyor güne ve öyle de bitiyor. Şu kan pompalamaya hali kalmayan kalbimi taşımak daha da zor geliyor artık. Ne üzülmeye mecali kalıyor insanın ne sevinmeye. Zor geliyor, hevesi tükeniyor...
çalışmak da öyle... yaz günü giyinip süslenip işe mi gidilir yahu?
çalışmak da öyle... yaz günü giyinip süslenip işe mi gidilir yahu?
1 Temmuz 2009
teslim
"pirinçten taş ayıklar gibi ayıklıyorum sözcüklerinden
bana aldırmazlığını
tavla oynuyoruz da adeta
elimde iki kırık pul ellerin
bir düğme iliği gibi duruyorum dudaklarında
sakın çözme düğmelerini!"
* Küçük İskender
bana aldırmazlığını
tavla oynuyoruz da adeta
elimde iki kırık pul ellerin
bir düğme iliği gibi duruyorum dudaklarında
sakın çözme düğmelerini!"
* Küçük İskender
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Pages - Menu
Popular Posts
-
yarım bir kalp olmuş orda. bazen çekim yaparken ne çektiğimi görmüyorum, sonuca da şaşırıyorum böyle. üzerine pek çok şey yazılabilecek bir ...
-
Kendimi iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmeye çalışan bir çocuk gibi hissediyordum. hani biri arkadan tutar da dengeni sağlar ya... sen...
-
çok şükür. uykusuzluğun binbir türlü hali/sebebi varmış. şimdi gecenin bi yarısı yatağımdan kalkıp düşüyorum; öylece kendi kendine duran bi ...
-
sabahın 9'unda çaldığı müziklere anlam veremediğim bir yayın organına maruz kalıyorum. ardından sığındığım kendi müziklerim bile fayda e...
-
* gelgitlere alışma konusunda oldukça geliştirdim kendimi sanırım. eskiden her dalgalanma gözyaşına dönerken şimdi sadece sarsılıyorum. * ba...
-
Henüz çifte kavrulmamış haliyle, nereyi netlediğim belli olmayan fotolarla biscotti... bloga renk katsın biraz:)
-
Nisan ayının son post'u da kendi içinde çelişkiler taşıyabilir baştan uyarayım. Zira gün içersinde yazmış olsaydım bir bahar şenliği hav...
-
aniden gelen, daha doğrusu çöken o his var ya.. hiçbir sebebi yokken üstelik... her şey durgunlaştırıp ağırlaştıran.. ondan kaçmanın bi yolu...
-
ben senin için naptım? hiçbir şey peki ben sana naptım? hiçbir şey şimdi bu ellerimde paramparça kalmış an'lar niye?
-
uzuuunn uzun yazasım var blog. 78 satır, 761 kelimelik bir diyeceğim var sana. başucunda dursun bu. baştan söyliyim kızgın değil, öfkeli değ...