30 Temmuz 2010
27 Temmuz 2010
biscotti
Henüz çifte kavrulmamış haliyle, nereyi netlediğim belli olmayan fotolarla biscotti...
bloga renk katsın biraz:)
Ada bebekler!
Çok sıcak, nemden kafam buharlaşmış gibi ve bunca derdin arasında dert edindiğim şey bu! Evet!
Allahım kabus gibiler... ''ada bebek bir yaşında, ada kreşte bugün ne yapmış bilio musun?, 'ada kızım geeel' ''
Kız erkek ayırdetmeden çocuğunun ismini Ada koyan aileler! Kabus gibisiniz!!!
Hepiniz bir adaya düşüp mahsur kalın olur mu?
--
Bu ismi seven, şimdi okuyup da 'aa niye öyle diyosun ki' diye düşünen arkadaşlarım var mı bilmiyorum... Birinden şüpheleniyorum gerçi!:) okuyunca kendini ele verir!
Allahım kabus gibiler... ''ada bebek bir yaşında, ada kreşte bugün ne yapmış bilio musun?, 'ada kızım geeel' ''
Kız erkek ayırdetmeden çocuğunun ismini Ada koyan aileler! Kabus gibisiniz!!!
Hepiniz bir adaya düşüp mahsur kalın olur mu?
--
Bu ismi seven, şimdi okuyup da 'aa niye öyle diyosun ki' diye düşünen arkadaşlarım var mı bilmiyorum... Birinden şüpheleniyorum gerçi!:) okuyunca kendini ele verir!
24 Temmuz 2010
23 Temmuz 2010
...
yere düşecek gibisin. öyle düşün...
22 Temmuz 2010
16 Temmuz 2010
beirut
bu grubu çok seviyorum. herkese olur mu bilmem? bana oluyor... bazı müzikler ve bazı insanların sesleri sanki benden çıkıyormuş gibi geliyor.. içimden çıkıyormuş gibi... hani ben söylesem, o hislerimi tam da tonda, öyle anlatırmışım gibi. oldukça geniş bir müzik yelpazesinde hem de... gökdemir ihsan formspring'te oyunculuk üzerine bir soruya şöyle bi şey demiş; ''biz yazarlar duyguyu anlayamıyoruz. 'bu duygunun tonu ne?' '' çok hoşuma gitti bu. işte benim için yaz akşamlarını tarif edecek duygunun tonu, beirut oluyor sanırım... hem hüzünlü, buruk, hem de umutlu gibi... hafif serin yaz akşamları, ne kadar mutsuz olursam olayım en sevdiğim zaman dilimi... şu an bile...
15 Temmuz 2010
bloga twitter muamelesi yapmak
en başından gossip girl izliyorum. filmlerden sonra ingilizce çalışmanın en eğlenceli yanı şu ara... tabii ki çalışmayla hiç alakası yok ama ben varmış gibi yapıyorum... mola verdikçe bi nevi çerez...;)
ne demiş II
''Bir çizer olsaydım köşemin adı 'bana her şey seni hatırlatıyor' olurdu. Ama ömrüm her şeyi çizmeye yeter miydi bilmem.''
ne demiş
''İnsan ne tuhaf, speedtest yaparken bile birini özleyebiliyor.''
14 Temmuz 2010
öfff!!
bazı şarkılar, bazı anlara cuk diye oturuyor... geçmiş bir güne...
bir-ikisi dışında burda paylaşmadığım bazı şarkıları evde birileri varken yüksek sesle dinleyemiyorum... aslında hiç dinlemesem daha iyi...
bugün neden gelmedin
bir-ikisi dışında burda paylaşmadığım bazı şarkıları evde birileri varken yüksek sesle dinleyemiyorum... aslında hiç dinlemesem daha iyi...
bugün neden gelmedin
13 Temmuz 2010
11 Temmuz 2010
nedir bilir misin II
bazı kelimeleri kullanırken, bazı cümleleri kurarken, bir şey anlatırken; bin kere düşünüp, bin kere vazgeçiyorsan, geri dönüşü olmadığında da pişmanlıktan ölüyorsan...
incelikten değil, düşünceli olmaktan değil... insan kendini incitmekten bile bu kadar korkmuyor... beni aptal yapan bu duyguyu fark ettiğimden beri daha çok seviyorum...
incelikten değil, düşünceli olmaktan değil... insan kendini incitmekten bile bu kadar korkmuyor... beni aptal yapan bu duyguyu fark ettiğimden beri daha çok seviyorum...
dünya kupasına inanmıyoruz ama bi roque santa cruz var!
şimdi bu başlık ve iki satır yazı çok fena anahtar kelimeler içeriyor. ama nice aramalar boşa çıkacaktır, üzgünüm... aradığınız şey muhtemelen burda yok...
---
ben: bu akşam final maçını izliycek miyiz?
ablam: o ne be?
konuyla bu kadar alakasızız... ama hangimizin daha alakasız olduğunu merak ettiğim için denemek istedim...
evin karşısındaki sahada vuvuzela çalıyorlar! öyle bi ses geliyor ki, sanırsın dünya kupası burda oynanıyor.
dün akşamki maçta almanya desteklenirken, ''niye almanya? almanlar yenince biz de yenmiş mi sayılıcaz'' derken, cümleyi yarıda kesip içime kaçtım... babalar futbol meraklısı olmasa da bu işler böyle pis şakalara gelmiyor galiba...
ve galiba gönüller hollanda'dan yana... böyle daha güçlü bi enerjisi var sanki.. ama ispanya ince ince alır gibi gelse de, sonuç hollanda'dan yana olur gibi... ama ben ispanya olsun istiyorum sanki... yaa evet!
en cahil, en gereksiz ve en kahin yorumlarımla...
posted by ledorita
maç sonrası edit: dünya kupasına inanıyoruz, bi casillas var!
sonuç; abla dev ekranda, ledorita evde maçı izler...
baba; ''ofsaytın ne olduğunu valla ben de tam bilmiyorum!'' der.
casillas ağlar...
casillas ağlar...
9 Temmuz 2010
leica
leica aşkım depreşti. bi gün benim de bi leica'm olucak. basıcam deklanşöre basıcam deklanşöre!:))
tembelliğe övgü
son günlerde bi yandan sıcakla boğuşurken, dışarıda yapılması gereken işler nedeniyle koşturdum durdum. ve sanki aylardır yapmadığım şeymiş gibi evde takılmayı özledim... bugün de tam miskinlik günü oldu.. hava serin, dışardan çocuk sesleri de gelmiyor. en rahat, en salaş ev kıyafetlerini giyip kucağında laptopla pineklemek hiç bu kadar zevkli olmamıştı...
stumble-moda blogları-gazeteler-ads-stumble
battı balık...
stumble-moda blogları-gazeteler-ads-stumble
battı balık...
7 Temmuz 2010
bir dilek tuttum
Bu Nepal gazetesinden yapılmış poşetlere bayılıyorum. İki bilezik için ihtiyacım olmadığı halde şımarıklık yapıp isterim isterim dedim. Fotoda ürünü ön plana çıkarmışım ama olsun;)
*
Sanırım, böyle bir kara sevda dinleyerek öleceğim! Son bir iki haftadır sürekli bunu dinliyorum. Anneme 'bana bişey olursa bu şarkıyı çok severdi diye hatırlarsın' diyince bi güzel azarladı tabi:) 'ama ne güzel dimi, dinleyelim dinleyelim' diyerek durumu hafifletmeye çalışıyorum...
**
Küçük kızla bir sürü oyun oynadık. Her şeyden habersiz, neşe içersinde... Kapıdan yolcu ederken bile son kez dilek tutmaca oynadık. Kapkara gözleri ışıl ışık parladı, küçük bir hile yaptı ve 'dileğin gerçekleşecek' dedi. Bunu hile yapacak kadar çok istedi. Küçücük bir çocuğun temiz kalbine mi emanet şimdi dileğim? Öyleyse içim rahat...
sahibinin sesi
85 yaşındaki büyük halamın dün bana hediye ettiği 45'liklerinden... arkadaşlarının ve eşinin imzaları var üzerlerinde... gözyaşları eşliğinde emanet etti.. ne güzeller...
2 Temmuz 2010
deneme bir kii
blogspot sağolsun, kullandığım temayı değiştirmek zorunda bıraktı beni. çok da seviyordum halbuki ama kodlarına mı bişiy oldu nolduysa gitti güzelim desenleri. bi sürü tema denedim ama hiçbirini beğenemedim. en sonunda, madem öyle bi özellik yaptınız kendim tasarlıyım dedim. bu da pek bi soğuk oldu sanki hmm? bişeyler eksik gibi ama ne bilemedim.
allahım nelerle uğraşıyorum!..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Pages - Menu
Popular Posts
-
yarım bir kalp olmuş orda. bazen çekim yaparken ne çektiğimi görmüyorum, sonuca da şaşırıyorum böyle. üzerine pek çok şey yazılabilecek bir ...
-
Kendimi iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmeye çalışan bir çocuk gibi hissediyordum. hani biri arkadan tutar da dengeni sağlar ya... sen...
-
çok şükür. uykusuzluğun binbir türlü hali/sebebi varmış. şimdi gecenin bi yarısı yatağımdan kalkıp düşüyorum; öylece kendi kendine duran bi ...
-
sabahın 9'unda çaldığı müziklere anlam veremediğim bir yayın organına maruz kalıyorum. ardından sığındığım kendi müziklerim bile fayda e...
-
* gelgitlere alışma konusunda oldukça geliştirdim kendimi sanırım. eskiden her dalgalanma gözyaşına dönerken şimdi sadece sarsılıyorum. * ba...
-
Henüz çifte kavrulmamış haliyle, nereyi netlediğim belli olmayan fotolarla biscotti... bloga renk katsın biraz:)
-
Nisan ayının son post'u da kendi içinde çelişkiler taşıyabilir baştan uyarayım. Zira gün içersinde yazmış olsaydım bir bahar şenliği hav...
-
aniden gelen, daha doğrusu çöken o his var ya.. hiçbir sebebi yokken üstelik... her şey durgunlaştırıp ağırlaştıran.. ondan kaçmanın bi yolu...
-
ben senin için naptım? hiçbir şey peki ben sana naptım? hiçbir şey şimdi bu ellerimde paramparça kalmış an'lar niye?
-
uzuuunn uzun yazasım var blog. 78 satır, 761 kelimelik bir diyeceğim var sana. başucunda dursun bu. baştan söyliyim kızgın değil, öfkeli değ...