dün, ramazan ayının gelmesi münasebetiyle ilgili bir post yazıyordum ki, bana bi haller oldu. fenalaştım filan...yarım kaldı, sonra da bitirmek canım istemedi.
çocukluğumun pek de hatırlamadığım ilk zamanları dışında, hayatım boyunca kendimi en 'huzurlu' hissettiğim dönemi geride bıraktığımı düşündüğüm için, bu yıl ramazan benim için daha zor geçecek. zaten özlediğim pek çok şeyi daha çok özletecek... kahvaltının mutlulukla ilgisi varsa, huzurun da iftarla ilgisi var, en azından benim için... ama biliyorum ki hiç geri gelmeyecek şeyler fena halde özleniyor. hiç geri gelmeyecek olmasa bile(!)... böyle hissettikçe daha iyi anlıyorum. bu, insanı büyüten bir duygu. ve hiçbir yerde, hiçbir dilde rehberi yok.
insan vazgeçmek üzere olduğu şeylere daha sıkı sıkıya bağlanıyor bazen. saçlarını kestirmeye gittiğin gün saçların bi güzel görünür kıyamazsın önce... boyamak istediğinde de rengi iyi görünür. bu hep böyledir.
işinden istifa etmeyi düşünürsün, bir süre için vazgeçersin, göze alamazsın. kıyamazsın filan... sonra aradan kısa bir zaman geçer, işten çıkarılırsın. sevgilinden ayrılmaya karar verirsin ama nasıl söyleyeceğini bilmeden o sana ayrılalım der. bu da bazen böyledir. murphy kanunları sanırım.
böyle böyle bişeyler geçiyor işte aklımdan... ve daha pek çok şey... ama iki satır yazıp bırakıyorum son zamanlarda. ama zaten çok sıcak, bir de şimdi aç susuzken her şey fazla geliyor di mi?
yormadan yol gösterici bişeyler izleyelim, okulayım. müzik dinleyelim filan...
bu arada, başlıktaki cümlenin anlamı çok ama çok güzel...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Pages - Menu
Popular Posts
-
yarım bir kalp olmuş orda. bazen çekim yaparken ne çektiğimi görmüyorum, sonuca da şaşırıyorum böyle. üzerine pek çok şey yazılabilecek bir ...
-
Kendimi iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmeye çalışan bir çocuk gibi hissediyordum. hani biri arkadan tutar da dengeni sağlar ya... sen...
-
çok şükür. uykusuzluğun binbir türlü hali/sebebi varmış. şimdi gecenin bi yarısı yatağımdan kalkıp düşüyorum; öylece kendi kendine duran bi ...
-
sabahın 9'unda çaldığı müziklere anlam veremediğim bir yayın organına maruz kalıyorum. ardından sığındığım kendi müziklerim bile fayda e...
-
uzuuunn uzun yazasım var blog. 78 satır, 761 kelimelik bir diyeceğim var sana. başucunda dursun bu. baştan söyliyim kızgın değil, öfkeli değ...
-
* gelgitlere alışma konusunda oldukça geliştirdim kendimi sanırım. eskiden her dalgalanma gözyaşına dönerken şimdi sadece sarsılıyorum. * ba...
-
Henüz çifte kavrulmamış haliyle, nereyi netlediğim belli olmayan fotolarla biscotti... bloga renk katsın biraz:)
-
Nisan ayının son post'u da kendi içinde çelişkiler taşıyabilir baştan uyarayım. Zira gün içersinde yazmış olsaydım bir bahar şenliği hav...
-
aniden gelen, daha doğrusu çöken o his var ya.. hiçbir sebebi yokken üstelik... her şey durgunlaştırıp ağırlaştıran.. ondan kaçmanın bi yolu...
-
ben senin için naptım? hiçbir şey peki ben sana naptım? hiçbir şey şimdi bu ellerimde paramparça kalmış an'lar niye?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder