ne güzel sormuş nick cave abimiz;
'are you the one that i have been waiting for you?'
yine ağustos.. yine daha bi ağırlaşıyor her şey...
iyi geliyor bazen...
iyi yanı hiç solmaması;)
ama hep acelemiz var... hep... 'festina lente'
kahve- gazete- bekleyen- beklenen ve zaman...
bu en heyecanlısı belki de... parmakları dolanıyor insanın.
buna sözüm yok...
bu da bi itiraf, bi sır.
'özel' birine sms göndermişsem ve cevap bekliyorsam, aman Allah o süre nasıl güzel bir işkenceye dönüşür anlatamam. Tam bir karın ağrısı. O nedenle çoğu zaman dakikada binbeşyüz defa bakmamak için, telefonumu tamamen kapatıyorum. bi 10 dk. yarım saat, bilemedin
1 saat sonra açınca gelmiş olursa süpriz olsun, ben de sanki beklemiyormuş gibi hissedeyim diye... ama bazen bu numara da işe yaramıyor ya da gerek kalmıyor.. neyse..
waiting for the miracle!
1 saat sonra açınca gelmiş olursa süpriz olsun, ben de sanki beklemiyormuş gibi hissedeyim diye... ama bazen bu numara da işe yaramıyor ya da gerek kalmıyor.. neyse..
waiting for the miracle!
2 yorum:
metro fotoğrafının ve de kahve bardağı fotoğrafına hasta oldum..renkler ve de şahsıma çağrıştırdıkları şahane..
sevindim beğenmene, teşekkür ederim:)
Yorum Gönder