24 Ocak 2011

rastlantılar ve espresso...

bugünlerde etrafımda garip bir enerji dönüyor sanki.

kaybettiğim şeyler geri geliyor. çocuk gibi seviniyorum. küçük bir çocuğu seviyorum sonra. takılıyorum gördün mü acaba kaybettiğim şeyi diye. çocuk 'aa bu muydu' diyor. ki olayla hiçbir alakası yok. alıp getiriyor bulduğu yerden. şaşırıp kalıyorum. eskiden olmuş yanlışlıklar ortaya çıkıyor. siyah değilmiş de, lacivertmiş mesela... ama lacivert olması çok şey değiştirebilirmiş. bunun gibi bişey... diploma notum yanlış yazılmış, ben üniversiteye o yanlış notla girmişim meğersem.. bilmem ki ne değişirdi.
***
bindiğim taksici eski edebiyat öğretmeniymiş.
dedim ki acelem var görüşmeye geç kalıyorum.. sonra başladı önerilerde bulunmaya. bak şöyle, bak böyle...   tek bi eksiğini/yanlışını gördüm dedi sonra ve haklıydı da. o da malum sesimin ayarı:) sonra gittim, görüştüğüm kişi de aynı şeyi söylemesin mi ! :) dedim ki, gelirken taksici de bunu söyledi. edebiyat öğretmeniymiş de... (gülüşmeler, gülüşmeler...)
dedi ki; sormadın hiç?  aa evet nasıl oldu dedim. ben birinden bi'şey rica etmişim. sonra başka biri de ondan bi'şey rica etmiş. ricalarımız kesişmiş. nasıl bi tesadüf, nasıl bir kurguysa...
***
uzun yıllar önce bir e-dergide yayınlanmış hikayedemde geçen bir cümleyi, şimdilerde en sevdiğim dizide duyunca 'nasıl yani' dedim. hikaye de artık tarihe gömüldüğü için çıkarıp bakamadım ama hafızamı zorlayınca hatırladım ki çok benziyormuş meğer. böylelikle öyle bir hikayem olduğunu ve bir daha geri gelmemek üzere yok olduğunu fark etmiş oldum. pek de severdim oysa ki...ama biraz zorlarsam şu bumerang hadisesi bunda da vuku bulur belki.;)
hikaye demişken... artık o tip şeyler yazmıyorum. hatta neredeyse hiçbir şey yazmıyorum. ama içimden çok şey geçiyor. hepsini hayalimde kurguluyorum film için. ama sadece yolda giderken ve uyumak üzereyken. dolayısıyla bitmesi biraz zaman alıyor:) fakat hemen hemen iskeleti oluştu diyebilirim. geriye küçük boşlukları doldurmak kaldı. sonra da bir kenara atıp bırakmak...
eski bir arkadaşım vardı. hiç yetenekli olmasa da çok üretken bir sinemacı. o ve onun gibilere benzememek için...
***
* yazarken empati yeteneğimin daha güçlü olmasını dilerdim. yerinde olsam nelere 'öfff amaa' derdim. bilmek isterdim...
not1: espresso bu yazının hiçbir yerinde olmasa da her yerinde... 
not2: espresso sevmem.

Hiç yorum yok:

Pages - Menu

Popular Posts

takip edenler

Blogger news

Blogroll

About

Blogger templates

Kişisel web sitesi Kişisel web sitesi