her şey çok acayip.
Bu sabah kahvaltı yapmadım. pek yapmadığım bir şeyi yapıp güne kahveyle başladım. dün gece çalışırken yediğim bir paket çizinin tuzları halen midemi yakıyor. (9:18)
Gönderdiğim dosya %48 lerdeyken bi anlık kopan internet yüzünden tekrar başladı. sevgili wetransfer, bence ''devam edeyim mi patron?'' gibi bir seçeneğin olmalı. bu kadar başına buyrukluk olmaz. şimdi yine kalan süre 2 saat dersen, canım sıkılır. midem alev almak üzere. ( 9:32)
Liseli sıfatından yeni çıkmış bir kızın not defterine bakıyorum. hiç anlamadım; bu lisedeki ''sırtımdan vurdu, arkadaş kazığı'' tripleri nasıl oluyor? ne yaşıyorsunuz olum siz? (9:51)
Şirketteki çay saatlerine Ferdi eşlik ettiğinden beri pek eğleniyoruz. Ferdi. Bir Joan Miro tablosu figürü. Adını bir cuma günü kulağına ezan okuyarak koyduk. Yemekhanede tüm reprodüksiyon haliyle asılı duruyor bir aydır. Her gün hakkında konuşacak bir şey buluyoruz. Bazen sohbetimize eşlik ediyor, bazen konu kahramanı oluyor. Yüzündeki o acı ifadeyi her duruma uyduruyoruz. Sayesinde ofiste sadece o anlarda yüzüm gülüyor. Fakat bugün yaptığım araştırma sonucu Ferdi'nin aslında bir ''little girl'' olduğunu öğrendim. Bu acı gerçeğin ofisteki yansımalarına henüz şahit olamasam da büyük hayal kırıklığıydı! (10:00-10:20)
(edit: bugün 10:12 adını Feride koyduk.)
Patronum; ''şunu şunu yap, şunu böyle güzel yap, hiç acele etme, rahat rahat çalış. çok iyi yap'' dedikten iki gün sonra; ''onlar önemli değil, asıl iş şunlar bunlar'' dedi. Hak vererek cevab verdim! (11:17)
İşten eve uğrayıp üzerimi değiştirip çıkmam 10 dakikamı aldı. paha biçemedim! (11:50)
Zorunlu alışverişten keyif almaya çabaladım. (13:00-16:00)
Kahvaltı yapmadan hamburger yemek olmadı. (13:35)
Hastane insanları.. Hepsi birer hikaye, hepsi bir macera. 80'lik teyzenin 60 yıllık eşine olan aşkı hepimize ayar oldu. (17:00- 20:30)
Termostan dökülen çay elimi yaktı. (20:32)
Eve dönünce eve dönmüş gibi olmadım. (21:00)
TTnet'e saydırdım.
Tost yaptım. Afiyet oldu. (22:--)
Bizim modeli Best Model'da izledim. (23:--)
Acıkmasaydım iyiydi. (2:02)
Sadece 5 buçuk saat sonra ofiste masamda giyinip süslenmiş(?) halde oturup çalışıyor olacağımı düşünüyorum... düşünüyorum... ı ıhh olmuyor. gel biz ona tahayyül edemiyorum diyelim de anlam kuvvetlensin. (02:28)
Yorgun olduğum halde uykumun olmadığı günler bir garip. Havalar da öyle. (2:34)
Üç dakika içinde uykum geldi.
02:56'yı gördüm.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Pages - Menu
Popular Posts
-
yarım bir kalp olmuş orda. bazen çekim yaparken ne çektiğimi görmüyorum, sonuca da şaşırıyorum böyle. üzerine pek çok şey yazılabilecek bir ...
-
Kendimi iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmeye çalışan bir çocuk gibi hissediyordum. hani biri arkadan tutar da dengeni sağlar ya... sen...
-
çok şükür. uykusuzluğun binbir türlü hali/sebebi varmış. şimdi gecenin bi yarısı yatağımdan kalkıp düşüyorum; öylece kendi kendine duran bi ...
-
sabahın 9'unda çaldığı müziklere anlam veremediğim bir yayın organına maruz kalıyorum. ardından sığındığım kendi müziklerim bile fayda e...
-
* gelgitlere alışma konusunda oldukça geliştirdim kendimi sanırım. eskiden her dalgalanma gözyaşına dönerken şimdi sadece sarsılıyorum. * ba...
-
Henüz çifte kavrulmamış haliyle, nereyi netlediğim belli olmayan fotolarla biscotti... bloga renk katsın biraz:)
-
Nisan ayının son post'u da kendi içinde çelişkiler taşıyabilir baştan uyarayım. Zira gün içersinde yazmış olsaydım bir bahar şenliği hav...
-
aniden gelen, daha doğrusu çöken o his var ya.. hiçbir sebebi yokken üstelik... her şey durgunlaştırıp ağırlaştıran.. ondan kaçmanın bi yolu...
-
ben senin için naptım? hiçbir şey peki ben sana naptım? hiçbir şey şimdi bu ellerimde paramparça kalmış an'lar niye?
-
uzuuunn uzun yazasım var blog. 78 satır, 761 kelimelik bir diyeceğim var sana. başucunda dursun bu. baştan söyliyim kızgın değil, öfkeli değ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder