25 Ağustos 2010

bir yanlış bir doğruyu görünmez kılar bazen

''asıl soru(n) sen kendine inandığını belli etmezsen, başkaları nasıl inansın?'' olsa da inanmak isteyip istememekte asıl mesele.

bu pek çok duruma uyacağı gibi şu anlatacağım duruma da uyuyor kısmen:
'buraya gelirken renkli bişeyler giysen daha iyi olur' demek isteyen bir şeyler yazıyor davetiyede. sen de renkler konusunda o kadar cesur değilsin mesela. istesen rengarenk de olabileceğin halde, elime yüzüme bulaştırırsam diye korkuyorsun ve grileri, bilemedin beyazları üzerine geçirip 'nolursa olsun, beni kabul eden böyle etsin,' diyip gidiyorsun. ehh tabi renkliler kadar ilgi görmüyorsun. ben beyaz giydim ama içim rengarenk demek istiyorsun. doğru da aslında. ama o beyazları azcık renklendirsen de doğruluğunu pekiştirsen iyi olmaz mı derler adama. derler dimi?''
 ***
dikkat çekici, farklı ve yaratıcı olması gerektiği halde; klasik, sıkıcı, garantici, yazarken bile bunaldığım bir başvuru mailinin ardından... teşbihte hata olmaz diye biliyorum;)

Hiç yorum yok:

Pages - Menu

Popular Posts

takip edenler

Blogger news

Blogroll

About

Blogger templates

Kişisel web sitesi Kişisel web sitesi