yüksek doz aşk aldık
bünyeye ağır geldi.
alıntılar yaptık sevdiğimiz şairlerden
altlarını çizdik bazılarının
bazılarını satır aralarında gizledik
gördüklerimizi görmezden geldik
görmediklerimizi sorduk soruşturduk
adresi bulduk da,
kapıyı çalamadık!
ilhamlar alıyorduk kulağımıza çalan her şarkıdan
ve her nota kalbimize dokunuyordu en ürkek yerlerimizi bularak
bir de üzerine, kenarı süslü, siyah beyaz
dumanı üstünde birkaç satır yazıyorduk
acımtrak tatlar bırakarak
sonra birden güneş açıyordu
gidiyordu tüm toz duman
ben bir çiçek oluyordum
sense hayat veren toprağım...
yağmuru bekliyorduk öylece...
birlikte nefes almak ümidiyle
ama olmuyordu
ya yağmurlar erken inmişti bu eylül
ya yetmiyordu o yağan birkaç damla
ya da biz ıslanmayı bilmiyorduk...
bir kurak eylül sabahı İstanbul'da
oysa ki birbirine baktıkça,
sevgiden, mutluluktan dolan
gözlerimiz vardı bizim...
ertelenmiş hayalleri bekleyen
bir de yaşları vardı
ama yetmedi.
zaman bizden yana mıydı bu masalda
öylece yazılmayı mı beklemeliydik yoksa
müdahele hakkımız var mıydı
diyelim ki vardı
asıl soru, bizim cesaretimiz var mıydı buna?
sorular sormuyorduk
cevaplarını kimsenin bilmediği soruları sormakta
anlam da aramıyorduk aslında
ve ama işte
ne sen bakabiliyordun bana hiçbir şey yokmuş gibi
ne de ben, hiçbir şeyim yokmuş gibi
bu aşk
hiç sevmediğim sevilmediğim kadar
kendimden bile sakındığım bu aşk
benden kaçtıkça sen
boşluğa düşürüyordu günden güne
ve hayat zamanla bir olmuş oyunlar oynuyordu bize
sıkışıp kaldığım bu dört duvar arasından
çıkış yolu bulmamı istiyordu bir de...
kapıları kitliyordu üstelik.
ne ipucu veriyordu
ne de zehrimi çıkarıyordu hücrelerimden
zira o da biliyordu
yaran neyse yara bandın da oydu aslında
ya da biz yaralarımızı sarmayı bilmiyorduk hala
bir kurak eylül sabahı İstanbul'da...
ledorita, 26 eylül, sessizlik ve sensizlik sonrası...
26 Eylül 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Pages - Menu
Popular Posts
-
demiş şair... ilişkilerle ilgisi olmasa bile..suskunluk...susmak... anlatılacak çok şey varken susmak... söylenebilecek hiçbir şey yokke...
-
sanırım dünya üzerindeki en güçlü duygulardan biri . insana pek çok kıskançlık sebebi öncesi ve sonrası (felaket) senaryoları yazdırabilir. ...
-
''Ellerim parçalanıyor ne zaman yazmayı denesem. Ağzım artık daha bozuk.' ' Daha önce de yazdım bunu.. ve çokça da içimden g...
-
yanlış zaman, yanlış adım. aferin!
-
Bozcaada'da kendimi bir rüzgargülü sanıyorken... ( f.d ) Fotoğraf: Doğan Ben Bozcaada'ya gidemediğim için hediye göndermiş sağolsun :)
-
Etrafta yüzlerce ev var. Hepsi bir düzen içinde ve hemen hemen aynı. Bahçelerde portakal, limon ağaçları... Çocuk parkı var ama çocuk yok. Ç...
-
Tam olarak onlardan biriyken, nasıl bu kadar değiştim? hangi cesaretle, nasıl bir aptallıkla. Kınadığın şeyi yaşarmışsın gerçekten. bunu anl...
-
Karın ağrısı, Gözlerimin ışıltısını bana geri ver!
-
sizinle büyük bir sırrımı paylaşıcam. resmi uykuya geçiş parçamı... bir gün, bu çalarken uykuya dalmışım, uykumun arasında güzel bir ses, h...
2 yorum:
kaç ay oldu... yoruldun di mi? :(
yoruldum evet..:(
Yorum Gönder