16 Mayıs 2009

günden kalan

* Bugün Taksim'de 'pardon, bikaç soru sorabilir miyiz?' diye dolaşan tiplerden biri de bendim! Öyle zannediyorum ki medya dünyasının en can sıkıcı işi olmalı bu. İstiklal'de röportaj yapacak insan avına çıkmak. Tamamen amatörce yaklaşıyorum tabii olaya. Ancak birkaç deneyimle anladım ki; hiç hoşlanmadığım bi iş olsa da o anda hırs yapıyorsun insanlarla konuşmak için. Karşıdan gelenlere 'bu konuşur, yok abi bu konuşmaz' diye tahlilller yapmaksa tek zevkli yanı olsa gerek. Karşı cins unsurunu da kullanamadım, daha doğrusu kullanmak istemedim. Ama yine de fena iş çıkarmadık sanıyorum. .
Fakat o sıcağın, yorgunluğun acısı ilerleyen saatlerde çıktı. Hala kendime gelebilmiş değilim. Oyun oynamaktan yorulup sızacak bi çocuk gibiydim tüm gün... ve bu duyguyu çocukluğumdan beri hissetmemişim bunu anladım. Ne güzelmiş... saf, çocuksu ve huzurlu...

*Bugün bişeyi bir kez daha anladım. sahip olmadığın bir şeyi sahiplenme/paylaşamama ve kıskanma hissi çok can sıkıcı. 'çık benim bahçemden, bi daha da yaklaşma!' diyemiyorsun. çünkü buna hakkın yok. ayrıca senden bunu isteyen biri de yok. işin kötü yanı; karşılıklı olmayan bi duygu bu. gerçekten de çok can sıkıcı değil mi?

* sanırım sınırlarımı korumak konusunda fazla hassasım bugünlerde.

* insan kendine göstermediği hoşgörüyü nasıl bir başkasına gösterebiliyor? ilginç değil mi bu?

* 'hayata dönüş' projelerimden ilkine yakın bir zamanda başlayacağım inşallah. sonuçlarını buraya da yansıtarak göz zevkinizi bozacağımdan hiç şüpheniz olmasın:)

* ve lütfen artık erkekler daha yaratıcı olsun! olamıyorlarsa da klasiklerden vazgeçmesinler. klasikler güzeldir zira... billboarlarla evlenme teklifi etmeyin artık rica ediciimm! bi yüzük bi çiçek alın, bi iki romantikmiş gibi bakıverin daha iyi... zaten bunu bekleyen kadın her türlü eriycektir orda, o kadar da mesele etmenize gerek yok.
(konunun benimle yakından uzaktan bi ilgisi yok. sadece takıldım)

***
çok yazıyorum, sebepsizce yazıyorum, yazdığım kadar da dostlarıma anlatıyorum. ne kadar cesurum değil mi...yaa...yaa...

4 yorum:

¢ido$ dedi ki...

2. maddede kendi durumumu okudum sanki. Öfff...

Adsız dedi ki...

:( çok lanet bi duygu değil mi?..

¢ido$ dedi ki...

Evet, kesinlikle çok lanet bir duygu, üstelik başa çıkılamaz bir şey neredeyse. :/

Adsız dedi ki...

maalesef:(

Pages - Menu

Popular Posts

takip edenler

Blogger news

Blogroll

About

Blogger templates

Kişisel web sitesi Kişisel web sitesi