15 Temmuz 2009

dökülme

* dün, 14 Şubat 2006'dan beri ilk kez o caddeye gittim ve artık starbucks olan o yerin önünden geçtim. tarihin bir önemi yoktu. hikayeninin kahramanıyla son günüm olduğunu anlamadan önce... o gün orda içtiğim sıcak çikolatanın tadını unuttum. onu da unuttum.
bir tek gözlerinin rengini unutmadım. saçlarıyla aynı renk olan gözlerini.
ve o sözünü; ' hayranım sana'... keşke daha çok sevseydin de hayran olmasaydın bana...

Ama ukte değil bu. Sadece ve sadece hafızamın oyunlarına teslim olmak... hepsi bu...

Böyle zamanda yolculuk yapınca her şeyin dönemsel olduğunu anlıyor insan bir kez daha...
her şey değişiyor. istesek de istemesek de değişiyor.

* Bazen o kadar yabancı oluyorum ki bulunduğum yere... kapımı kapatıyorum sonra, sesleri duymuyorum, yüzleri görmüyorum... somutlaştırıyorum yabancılaşmamı.

* ve yalnız adımlamaya alışıyorum sokakları, caddeleri... hiç sevmesem de alışıyorum... kendi yüzüme vurur gibi yürüyorum.

ama

yağmur yağınca biraz geçti gitti sanki hepsi... tadım tuzum yerine geldi.

4 yorum:

ays dedi ki...

böyle hisleri bilmek bile acı zaman zaman..
gözlerini de unutursun inşallah..

inanmak lazım..

Adsız dedi ki...

evet ama hatırlıyor olmak o kadar da kötü değil.

cok tuhaf gunluk dedi ki...

ben de hayran olsun, aşık olsun, herşey sert bi şekilde yaşansın bitsin bir anda hissediyorum.. beni sevmesi değil tutkuyla bağlı olması, o bitince gitmesini tercih ederim

Adsız dedi ki...

ben de öylesini tercih ederim. ve tabii ki hepsinin birden hissedilmesini isterim. ama bunlar çok ince çizgide şeyler;)

Pages - Menu

Popular Posts

takip edenler

Blogger news

Blogroll

About

Blogger templates

Kişisel web sitesi Kişisel web sitesi