22 Aralık 2010

hatıra defteri

Şu can sıkıcı durumları yansıtan yazılara ilaç gibi gelecek bir şey okudum dün dolabımı düzeltirken. Uzun yıllardır, belki de o günlerden beri, hiç okumadığım hatıra defterimi buldum. Sene 95. Bilirsiniz ilkokul yıllarında hatıra defteri olmayan çocuk yoktu. Herkese kalbi kadar temiz bir sayfa ayrılırdı. O sayfa da iki satır kalıp cümleler ve manilerle doldurulurdu. Yıllar sonra açıp okununca bir anlam ifade etmeyen şeylerle yani. Fakat şimdi bakınca adını bile unuttuğum arkadaşlarımın varlığını hatırladım. Bazıları beni şaşırttı. ''Şimdiki gibi yüksek tahsilinde de başarılı olmanı dilerim'' gibi bir cümle beklemiyordum doğrusu. Ve zaman geçtikçe en merak ettiğim arkadaşımdan da ''ileride bir gün bu tozlu sayfaları açtığında umarım beni hatırlarsın'' diye yazmasını... Bunlar en bilinçli olanlar. Diğerleri ise kalbim kadar temiz sayfa, mavi önlük, çeşit çeşit maniler ekseninde... Fakaat benim şaşkın kuzenimin yazdığını paylaşmam gerek. Liseye kadar aynı sınıfta okuduğum amcaoğlu şaşkın kuzen, bana nasıl hitap edeceğini de neden bahsedeceğini de şaşırmış. Noktasına virgülüne dokunmadan aktarıyorum:

''Sevgili arkadaşım ve akrabam..... bana kalbin kadar temiz sayfa ayırdığın için teşekkür ederim. seni çok sevdiyimi biliyorsun. sen benim daima arkadaşım, ablam ve sırdaşım olarak kalaçaksın. sana bir sır vereyim bunu kimseye söylemiyeçeyini biliyorsun. yeni birisi var Adı: Nazlı 10 yaşında anlarsın ya kızı gördüyüm zaman çarpıldım. bu olay geçen hafta oldu ama geçici Beyza daima kalbimde. daha yazıcak birşey yok. Ders yılında başarılar.
-----
Daima Çapkın ve Daima Çapkın Kalacak Yiyenin


******
*Dipnot: Çapkın 'yiyen' bu yaz evleniyor.

Hiç yorum yok:

Pages - Menu

Popular Posts

takip edenler

Blogger news

Blogroll

About

Blogger templates

Kişisel web sitesi Kişisel web sitesi