Siesta denince aklıma Marquez'in betimlemeleri gelir. Ve çocukluğun öğle sonrası uykuları, şimdinin pek mümkün olmayanı. Tatlı, sessiz ve sıcak. Hafif de rüzgar varsa mükemmele yakındır. Geçen günlerden birinde, öğleden sonra Alaçatı'da kurabiye kokan sokaktaki sessizliğin sebebi de biraz sonra karşıma çıkan bu sevimli nottan anlaşıldı. O uykuya bir de mis gibi kurabiye kokusunu ekledim. Bir etken daha olsa o an ölebilirdim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Pages - Menu
Popular Posts
-
yarım bir kalp olmuş orda. bazen çekim yaparken ne çektiğimi görmüyorum, sonuca da şaşırıyorum böyle. üzerine pek çok şey yazılabilecek bir ...
-
çok şükür. uykusuzluğun binbir türlü hali/sebebi varmış. şimdi gecenin bi yarısı yatağımdan kalkıp düşüyorum; öylece kendi kendine duran bi ...
-
aniden gelen, daha doğrusu çöken o his var ya.. hiçbir sebebi yokken üstelik... her şey durgunlaştırıp ağırlaştıran.. ondan kaçmanın bi yolu...
-
* gelgitlere alışma konusunda oldukça geliştirdim kendimi sanırım. eskiden her dalgalanma gözyaşına dönerken şimdi sadece sarsılıyorum. * ba...
-
Kendimi iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmeye çalışan bir çocuk gibi hissediyordum. hani biri arkadan tutar da dengeni sağlar ya... sen...
-
Nisan ayının son post'u da kendi içinde çelişkiler taşıyabilir baştan uyarayım. Zira gün içersinde yazmış olsaydım bir bahar şenliği hav...
-
Henüz çifte kavrulmamış haliyle, nereyi netlediğim belli olmayan fotolarla biscotti... bloga renk katsın biraz:)
-
''bir erkeğin hayatında, en zor sorular için hazırladığı zor cevaplar vardır.'' ''bir erkeğin hayatında, yenilgiyi k...
-
İlk iki harika filmden sonra tek kelime ile "gereksiz" bir film olmuş. Yapım aşamasında olduğunu öğrendiğinden beri aynı şeyi düş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder